Gözlerimde Yitip Giden Aşkın İzleri
Gözlerimde Yitip Giden Aşkın İzleri
Ne zaman başladım bu yolda yürümeye,
Eski defterler açıldı, hatıralar ağır,
Fısıldayan rüyalar umut gibi yükseldi,
İlk aşkım peri masalıydı, masalın bittiği yer ağır,
Sonsuz düşler içinde kaybolurken,
Ellerim boşluğa uzandı, sesin hâlâ yankılanır.
Nasıl anlatılır bir sevdanın üç yüzü?
Elleri sımsıkı tutulan ilk aşk, ne güzeldi,
Fakat zaman acımasızdır, zamansız sildi onu,
İkinci aşk zehir gibi içime aktı, çıkmaz yollar,
Sonsuz gibi görünen rüyalar, umutlar,
Ellerime düşen yalnızlık, kaderin fısıltısıydı.
Nereye gitsem izlerin peşimi bırakmadı,
Ellerin yoktu, ama hayalin daima yakınımda,
Fırtınalar koparken içimde,
İlkbahar yerine bir kış getirdi rüzgâr,
Sevda ibadet gibi yükseldi içimden,
Ellerimi gökyüzüne açtım, cevap bekledim.
Ne zaman dua etsem, kalbim sızladı,
Ellerim titredi, çünkü sevda ağır bir yük gibiydi,
Farkında olmadan sevdan Allah’a yaklaşıyordu ruhumu,
İbadetle diz çöküp af diledim, aşk mıydı, ilahi miydi?
Sonsuz bir bilmece içinde kalakaldım,
Ellerim boştu, bekleyen bir sevda vardı.
Nasıl anlatılır bir ruhun savaşları,
Elleri uzanan biri vardı ama uzaklarda,
Fısıltılar ağırdı, her namazda içime doluyordu,
İbretlik hikâyeler yazıyor kader,
Sonsuz bekleyiş içinde tükeniyor insan,
Ellerim hâlâ dua ediyor, aşkın izlerini taşıyarak.
Nasıl karar verilir aşka yahut yalnızlığa?
Eskiler her seferinde kalbimin yarısını aldı, artık bir çeyrek kalp kaldı,
Fırtınalar içinde hapsolmuş hislerle,
İçimdeki düşler çoktan solmuştu,
Sonsuz bir yalnızlık içinde kayboluyordum,
Ellerim göğe kalkıyordu, son bir umutla.
Yorumlar
Yorum Gönder